Easter Refractions

Paskalya’yı aniden algılayamıyorum ben. Yüreğim sağır mıdır ki bir gün yetmiyor? Resmi olarak kutladığımız gün bitmek üzereyken gözü dalıp günün önemini düşünüyordum. Ancak o zaman gözyaşı dökmeye başladım. İnsanlar metroda ağlayan bir yabancıyı görünce ne düşünmüşlerse benim umurumda değil. Ben ölmeye hak ederken yerimde bir kurban kesildi. Fakat o kurban mezara tutsak kalmadı. O nasıl dirildiyse ben de O’nunla dirildim. Ancak buna layık değilim. Sabahtan beri O’nu düşünüp kutladığım halde bugün içerisinde O’nun güzel adını sayısızca lekelemiş oldum. Yaşamasını kutlarken ölmesinin sebebi olmaya devam ettim. “Ne zavallı insanım! Ölüme götüren bu bedenden beni kim kurtaracak? Rabbimiz İsa Mesih aracılığıyla Tanrı’ya şükürler olsun!” Her pazar günü resmi kutlamamız devam edecektir ta ki kutladığımız kurtarıcı dönene kadar. “İşte, dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı Kuzusu!”

I am unable to comprehend Easter in a moment. Is my heart deaf that one day is not enough? As the day in which we officially celebrate was almost at a close, I was staring into space and reflecting on the importance of the day. It was only then that my tears began to flow. It matters not to me what people must have thought to see a foreigner crying on the metro. While I deserved death a sacrifice was made in my place. However that sacrifice did not stay entrapped in the grave. As he rose to life so I have been made alive with him. Yet I am not worthy of this. Though I have thought on and celebrated Him since the morning, I have brought countless stains upon his beautiful name. Even while celebrating His life I have continued to be the cause of his death. “Wretched man that I am! Who will deliver me from this body of death? Thanks be to God through Jesus Christ our Lord!” Our official celebration will continue every Sunday until the day when the savior we commemorate returns. “Behold, the Lamb of God who takes away the sins of the world!

Share

Do all roads lead to Rome?

All the world’s religions are but man’s attempts to create a road to God. Christ is the road God paved to reach men.

The legions of men who blithely assert that all religions lead to God in the end are right in this: that the many varied roads mapped and traveled by men in their attempt to reach God merely merge into one wide way. The exception invariably overlooked is Christ: the narrow road that God mapped and traveled to reach lost men.

Dinlerin hepsini zaten Tanrı’ya ulaşır diye israr eden insanların tasasız kalabalıkları yalnız şunda doğrulardır: Tanrı’ya ulaşmaya girişimde bulunan insanların çok çeşitli çizdiği ve seyahat ettiği yoların tümü ancak geniş bir yol oluşturmak üzere birleşir. Devamlı gözden kaçan istisna, Mesih’tir: Tanrı’nın, kaybolan insanlara ulaşmak üzere çizdiği ve seyahat ettiği dar yolu.

Share

The second Adam / İkinci Adem

From the day Adam donned the first rags to hide his shame so has every man ever sought to guise his depravity. History is littered with tales of meanest peasant and richest king who but scraped together the means to salvage their own honor by bartering another’s shame. All but one man. The second Adam willingly shed His perfect covering of glory that hid no fault so we might behold Him. And because our wretched states cannot abide such perfection we cast Him out and crucified Him. Yet by His death the veil between heaven and earth was torn asunder and The Way for our redemption was revealed. Come sinner! Cast aside your rags, take up your cross and follow Jesus.

Adem utancını gizlemek için ilk paçavra giyindiği günden beri soyundan gelen her adam günahkarlığını saklamaya çabalar. Tarih, kendi onuru kaybetmemek amacıyla başkasının utancını takas eden mahrum köylülerin ve zengin kralların hikâyeleriyle doludur. Tek bir adam hariç. İkinci Adem, biz kendini görebilelim diye gönül rızasıyla hiç bir kusuru kaplanmayan mükemmel görkem örtüsünü bıraktı. Biz ise, sefil günahkâr halimizin O’nun mükemmelliğine katlanamadığından dolayı O’nu dışlanıp çarmıha gerdik. Fakat O’nun ölmesiyle cennet ile dünya arasındaki peçe yırtıldı ve kurtuluşumuzun Yol’u açığa vuruldu. Gel günahkâr! Paçavralarını terk edin ve çarmıhını yüklenip İsa’yı izleyin!

Share